Kıbrıs, Türkiye ve Londra arasında gelişen aşk hikayeleri ve siyasi çekişmelerin derinlemesine incelendiği bu içerikte, tarihsel ve güncel olayların etkileri üzerinde duruluyor. Sadece aşk değil, aynı zamanda güçlü bir siyasi bağlam da mevcut.
Başarılı yazar Başaran Düzgün, yeni romanında Kıbrıs, Türkiye ve Londra arasında geçen karmaşık bir ilişkiyi ele alıyor. Roman, toplumların zor dönemlerden geçerken kendilerini nasıl koruduklarının ve nasıl değiştiklerinin derinlemesine incelendiği bir yapıt olarak karşımıza çıkıyor. Her ne kadar hikayenin merkezinde ‘acıklı’ bir aşk bulunsa da, arka planda dönen siyasi ve politik çekişmeler, aşkın önüne geçmeden kendini hissettiriyor.
Aslında, bu acıklı aşkı daha da karmaşık hale getiren unsurların başında o çekişmeler geliyor. Düzgün, romanı için şöyle diyor: “Kültürel ve sosyal kodlarına acıklı aşk hikâyeleri nakşedilen, her santimetre karesi acıyla parsellenmiş, acıyla var olup direnmeye çalışan bir memleketin yazgısıdır bu roman. Kan ve ölümle sınanan ve savrulan hayatların her defasında kendi küllerinden doğmaya çalışması, farklı coğrafyalarda yeniden tutunma ve kök salma uğraşı. Aşk ile çoğalma gailesi…”
Roman, derin bir sorgulama ile okuyucuyu içine çekiyor. Özellikle, “Kadere dönüşen coğrafyanın kötülüğüne boyun eğip unutacak mı yoksa o da intikam peşinde koşup duracak mıydı bir ömür?” sorusu, okuyucunun zihninde yankılanarak düşündürücü bir derinlik kazandırıyor. Bu sorular, sadece karakterlerin değil, aynı zamanda okuyucunun da hayatına dair önemli sorgulamalar yapmasına olanak tanıyor.