Kapadokya’nın Korunması İçin Acil Önlemler

Kapadokya’nın eşsiz doğal güzelliklerini korumak için acil önlemler alınması gerektiğini vurgulayan bu yazıda, bölgenin sürdürülebilirliği için atılması gereken adımlar ve toplumsal bilinçlenme üzerine detaylı bilgiler bulabilirsiniz.

Kapadokya’nın Korunması İçin Acil Önlemler
REKLAM ALANI
Yayınlama: 13.03.2025
0
A+
A-

Kapadokya, yol yapımları ve betonlaşma nedeniyle uzun bir süredir ciddi bir tehdit altındadır. Yeni yapıların inşası ve mevcut alanların ruhsatlandırılması, bu bölgenin tarihi ve doğal dokusunu tehdit eden bir durum haline gelmiştir. Bu hızlı değişim, bölgenin siluetini bozmakta ve kültürel mirasın betona yenik düşmesine neden olmaktadır. Sivil toplum örgütleri, uzman akademisyenler ve arkeologlar, bu duruma dikkat çekerek, bu tür uygulamalara bir son verilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Kapadokya'nın Korunması İçin Acil Önlemler

‘Halkla İşbirliği’

Mimarlar Odası Nevşehir Temsilcisi Emre Becerir, bölgenin korunması için devletin yanı sıra yerel halkın da sürece dahil olması gerektiğini belirtmiştir. Becerir’in açıklamalarından bir bölüm şu şekildedir: “Kapadokya, binlerce yıllık tarihiyle hepimizin ortak mirasıdır. Ancak son yıllarda hızla değişen yapı stoku ve artan turizm baskısı, bölgenin otantik kimliğini tehdit etmektedir. Eğer yerel halk bu sürecin içinde yer almazsa, Kapadokya, yalnızca dış yatırımcıların yönlendirdiği bir beton yığınına dönüşebilir. Geleneksel doku ve doğayla uyumlu bir yapılaşma modeline geçiş yapmak zorundayız. Kontrolsüz turizm yatırımları, kaçak yapılar ve plansız büyüme, bölgenin doğal dokusunu ve otantik atmosferini yok etmektedir. Mimarlar Odası Nevşehir Temsilciliği olarak, Kapadokya’nın gelecek nesillere turizm baskısına yenik düşmeden aktarılması için yerel halkla işbirliğini güçlendirmeyi hedefliyoruz.”

Kapadokya'nın Korunması İçin Acil Önlemler

‘Tarihsel ve Arkeolojik Yapıya Aykırı’

Prof. Dr. Mehmet Tunçer (Çankaya Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi) Kapadokya bölgesindeki hızlı yapılaşmaların, makro plan olmaksızın ve onay alınmadan yapılmaması gerektiğini ifade etmektedir. Tunçer, “Bu uygulamalar, Kapadokya’nın milyonlarca yıllık siluetine ve doğal yapısına aykırıdır. Bu bölgeyi herhangi bir turizm merkezi ya da kıyı alanı gibi düşünmek yanlıştır. Dünyanın en önemli UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bir bölgede çok hassas ve dikkatli kararlar alınmalıdır. Çevre düzeni planı, onay aşamasında ya da yargıya taşınmış durumda. Bu planın tamamlanmasını beklemek önemlidir. Yapılan uygulamalar, konut, otel ve turizm yatırımlarına karşı değiliz; ancak bunların, alanın bütünlüğünü ve siluetini bozmadan, binlerce yıllık doğal değerleri yok etmeden yapılması gerekmektedir.”

‘Kamsal Bir Suç İşleniyor!’

Tezcan Karakuş Candan (Mimar, yazar – Mimarlar Odası Ankara Şubesi önceki Yönetim Kurulu Başkanı) Kapadokya, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almasına rağmen, uzun süredir koruma amaçlı imar planlarından, peri bacalarının ortasına yapılan yollardan ve sürekli verilen ruhsatlarla, çok kültürlü yapısının betona boğularak yok edildiğini ifade etmektedir. Candan, “Kapadokya, aşırı turizm rant alanı olarak görülmekte ve bölgenin coğrafi ile kültürel yapısı değiştirilmektedir. Peri bacaları ve kültürel varlıklar talan edilmektedir. Kültür Bakanlığı’na bağlı alan başkanlığının Kapadokya’da talan başkanlığı yapacağına dair defalarca uyarılarda bulunduk. İptal edilen ve yargı süreçleri devam eden planlara rağmen, geçiş dönemi yapılaşma koşulları gerekçe gösterilerek Kapadokya’nın hızla betonlaşması, kiliselerin ve peribacalarının tahrip edilmesi, taammüden işlenmiş bir kentsel cinayettir.” demektedir.

‘Fotoğraf Kapadokya İçin Her Açıdan Bir S.O.S Durumu’

Nezih Başgelen (Arkeolog – Kültürel ve Doğal Mirası İzleme Platformu yöneticisi) Fotoğraf Kapadokya için her açıdan bir S.O.S durumunu temsil etmektedir. Türkiye, Avrupa Peyzaj Sözleşmesi’ni 20 Ekim 2000 tarihinde imzalamış ve 10.06.2003 tarih ve 4881 sayılı Kanun ile TBMM’de onaylamıştır. Bu sözleşme ile Türkiye, topraklarındaki peyzajların özel önlemlerle korunması, yönetimi ve planlanmasına dair ulusal peyzaj politikalarını oluşturacağını taahhüt etmiştir. Kapadokya’da bugüne kadar yapılanlar, mevcut koruma mevzuatımıza ve Avrupa Peyzaj Sözleşmesi’nden kaynaklanan yükümlülüklerimize tamamen aykırıdır. Bu tür rantsal yapılaşmalara karşı tüm ilgili kurum ve kuruluşlar arasındaki koordinasyonu sağlamalı ve Kapadokya hakkında alınan koruma kararlarının gereğini titizlikle uygulamalıyız.

‘Bilimsel Akılla Hareket Edilmeli’

Prof. Dr. Nuray Bayraktar (Başkent Üniversitesi, Mimarlık Bölümü) Aşağıda yer alan yasal çerçeveye ve tanımlara bakıldığında, yapılaşma öngörülen alan hakkında tartışmanın söz konusu olamayacağı açıktır. Bölgenin bütünlüğü içinde bu alan, “üzerinde herhangi bir doğal oluşum” olmasa da doğal/kültürel peyzajın/mirasın bir parçasıdır. Bu peyzajın/mirasın dışında yalnızca kendi sınırları içinde bağımsız olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Bölgedeki yapılaşmalar, var olan doğal siluetin kesintiye uğramasına ve etkileyici süreklilik algısının yok olmasına neden olacaktır. Ayrıca, bölgedeki yapılaşmanın çevre kirliliğine yol açacağı ve demografik yapıyı değiştireceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle, bu tür yapılaşmaların, bölgenin özgün dokusuna uygun faaliyetlerle geçimini sağlayan halkın faaliyetlerini yok edeceği açıktır. Bilimsel akılla hareket edilmesi ve bu kararların biran önce gözden geçirilmesi gerekmektedir.

Yasal Çerçeve

  • Doğal varlık / Tabiat varlığı / Doğal miras: “Bütün bitki, hayvan, mikroorganizmalar ile bunların yaşama ortamlarıdır.” (2872 Sayılı Çevre Kanunu – Madde 2)
  • “Jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup, ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli, yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan değerlerdir.” (2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu–Madde 3)
  • “Jeolojik devirlere ait olup, ender bulunmaları nedeniyle olağanüstü özelliklere sahip yer üstünde, yeraltında veya su altında bulunan korunması gerekli alanlardır.” (Korunan Alanların Tespit, Tescil ve onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik– Madde 4)
  • “Estetik veya bilimsel açıdan istisnai evrensel değeri olan, fiziksel ve biyolojik oluşumlardan veya bu tür oluşum topluluklarından müteşekkil doğal anıtlar, bilim veya muhafaza açısından istisnai evrensel değeri olan jeolojik ve fizyografik oluşumlar ve tükenme tehdidi altındaki hayvan ve bitki türlerinin yetiştiği kesinlikle belirlenmiş alanlar.” (Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi–Madde 2)

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Site Haritası