Sağlık

Ağız ve Diş Sağlığının Psikoloji Üzerindeki Etkileri

Uzman Diş Hekimi Prof. Dr. Birkan Taha Özkan’dan Ağız ve Diş Sağlığı ile Psikoloji Arasındaki Bağlantı

Uzman Diş Hekimi ve Ağız, Diş, Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, ağız ve diş sağlığının psikolojik durum üzerindeki etkileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Özkan, günümüzde gerçekleştirilen bilimsel araştırmaların, ağız ve diş enfeksiyonlarının depresyon, anksiyete ve sosyal izolasyon gibi psikolojik sorunlarla doğrudan bağlantılı olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı.

“Anksiyete Riski Yükseliyor”

Aralık 2023 tarihli güncel bilimsel verilere dayanarak konunun detaylarını paylaşan Prof. Dr. Özkan, “Kronik diş eti hastalıkları ve enfekte diş kökleri, vücutta sürekli bir inflamasyon kaynağı oluşturur. Bu durum, bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesine ve pro-inflamatuar sitokinlerin artışına neden olur. İşte tam burada sorun büyüyor. Çünkü bu sitokinler, kan dolaşımı aracılığıyla beyne ulaştığında nöroinflamasyonu tetikleyerek serotonin ve dopamin gibi mutluluk hormonlarının üretimini baskılar. Sonuç olarak, bilimsel çalışmalar periodontal hastalığı olan bireylerde depresyon riskinin iki kat arttığını, ayrıca anksiyete riskinin de yükseldiğini göstermektedir.”

“Sadece Biyolojik Değil, Sosyal ve Psikolojik Etkileri de Büyük”

Ağız, diş, dişeti, çene ve çene kemik bölgesindeki kronik ağrının beyindeki stres mekanizmasını nasıl tetiklediğini açıklayan Özkan, konuşmasına şöyle devam etti:

  • “Diş ağrısı çeken bir hastayı düşünelim. Uyku düzeni bozuluyor, yemek yerken zorluk çekiyor ve günlük konuşmalar bile ağrılı hale gelebiliyor. Bu rahatsızlık günlerce, hatta aylarca sürebilir ve kortizol seviyelerini artırarak stres yanıtını sürekli aktif hale getirir. Beyin, bu sürekli stres yükü altında anksiyeteye daha yatkın hale gelir. Ayrıca diş ağrısı nedeniyle uyku kalitesi bozulduğunda depresyon riski de artar. Araştırmalara göre, periodontal ağrısı olan bireylerde depresyon belirtileri, sağlıklı bireylere göre yüzde 70 oranında daha yaygındır.”
  • “Ağız ve diş enfeksiyonlarının yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda sosyal ve psikolojik etkileri de büyüktür. Diş enfeksiyonları, ağzı çok yönlü tehdit eder. Özellikle kötü ağız kokusu, diş kaybı, diş eti çekilmeleri ve çene kemik erimesi gibi problemler, kişinin özgüvenini doğrudan etkileyebilir. Bu durum, genç yetişkinler üzerinde ciddi bir psikolojik baskı oluşturur. Diş eksiklikleri, belirgin diş eti hastalıkları veya çene kemik erimesi olan bireyler, zamanla gülümsemekten kaçınmaya ve sosyal ortamlarda daha az konuşmaya başlar. Bu da sosyal izolasyonu ve içe kapanıklığı tetikleyerek depresyon ve anksiyete riskini artırır. Özellikle genç hastalarımızda estetik kaygılar devreye girdiğinde bu psikolojik etkiler daha da derinleşir. Yapılan bir araştırmaya göre, diş kaybı olan bireylerde depresyon riski yüzde 30 daha yüksektir.”

Ağız Sağlığının Beyin Sinir Sistemine Etkisi

Prof. Dr. Özkan, ağız, diş ve diş eti ya da çene kemik enfeksiyonlarının alzheimer gibi hastalıklarla olan bağlantısına da dikkat çekti. Özkan, “Ağızda ve dişte uzun süreli iltihap varlığı, beyinde beta-amiloid plaklarının oluşumunu tetikleyebilir. Bu plaklar, Alzheimer gibi bilişsel hastalıkların gelişiminde kritik bir rol oynar. Yani ağız ve diş sağlığına gereken özeni göstermemek, ilerleyen yaşlarda yalnızca psikolojik değil, nörolojik sorunlara da zemin hazırlayabilir.”

Özkan, bu süreci tersine çevirmenin mümkün olup olmadığını sorgulayarak, “Entegre tedavi yaklaşımı, diş hekimleri ve psikiyatristlerin iş birliği yapması, hem ağız ve diş sağlığını hem de mental sağlığı iyileştirebilir. Düzenli diş hekimi kontrolleri, ağız ve diş enfeksiyonlarının erken teşhis edilerek sistemik etkilerini önleyebilir. Diş hekimliği tedavisi, ağız ve diş enfeksiyonlarının tedavisinde antibiyotik kullanımının diş hekimi kontrolünde bilinçli bir şekilde yapılması gerekir. Ayrıca ağız ve diş enfeksiyonlarının çözümü, muntazam yapılan diş tedavileriyle sağlanabilir. Anti-inflamatuar beslenme, omega-3 ve antioksidan açısından zengin bir diyet, ağız sağlığını ve beyin fonksiyonlarını destekleyebilir. Ağız hijyenine dikkat etmek, günde en az iki kez olmakla birlikte her öğün sonrası diş fırçalamak ve diş ipi kullanmak, psikolojik sağlığınızı da olumlu etkileyebilir.”

“Nörolojik Hastalıklara Yol Açabilecek Kadar Ciddi Sonuçlara Sebep Olabilir”

Ağız ve diş sağlığının yalnızca estetik bir gülümsemeden ibaret olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Özkan, “Sağlıklı dişler, diş etleri ve çene kemik sağlığı, bedenimizin ve zihnimizin dengesini koruyan hayati unsurlardır. Araştırmalar açıkça göstermektedir ki, ihmal edilen ağız hijyeni ve tedavi edilmeyen ağız ve diş enfeksiyonları, diş kayıplarına, diş eti enfeksiyonlarına, diş eti çekilmesine ve çene kemik erimesine yol açmasının ötesinde, depresyon, anksiyete ve hatta nörolojik hastalıklara yol açabilecek kadar ciddi sonuçlara neden olabilir.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu